20 Haziran 2012 Çarşamba

4. Kocaeli Kitap Fuarının Ardından

4. Kocaeli Kitap Fuarı 12-20 Mayıs 2012 tarihleri arasında yapıldı. Yine kalabalık, bir salonu sahaflara ayrılmış bir organizasyon, bedava otopark, bedava giriş, güzel söyleşiler ve imza günleriyle dopdolu bir fuar yaşadık. Bu güzellik için emeği geçen herkese kitapseverler adına teşekkür ederim. 12 Mayıs Cumartesi günü öğleden sonra kalkıp gittim fuara. Aracımı parkedip binaya yaklaşırken sanki kitapların kokusunu alıyormuşum gibi hissettim. Sağda solda araçlarından inen aileler, türlü türlü insanlar, yüzlerinde kitapsever olmanın o aydınlık gülümsemesiyle bir an önce İntertek Fuar Binası’na girmek için acele ediyorlardı. “Kitap kokularını içime çeke çeke” giriş kapısından içeri daldım. Giriş holünde sizi söyleşileri naklen veren dev bir ekran karşılıyordu. Ben girerken ekranda, “kendisine Atatürk’çü denilmesini hakaret sayan” zat konuşuyordu. “Ben o lafı şunun için söyledim...” filan gibi bir şeyler duydum. Sonra ben fuarın içlerine doğru yürürken adamın sesi salonların gürültüsüne karıştı.... 2011’in aksine bu yıl giriş salonu direk sahaflara ayrılmıştı. O gün programım yoğun olduğu için hızlı bir tur atmakla yetinecektim. Sahaflarda ilk gözüme çarpan çizgi roman harici kitapların ve mizah dergilerinin bolluğu oldu. Kitap başı fiyatlar, ne yalan söyleyeyim biraz fazla geldi. Ne alırsan 1TL’ye 3TL’ye gibi levhalar çarpmadı pek gözüme. Tek tük “3’ü 5 lira, 3’ü 10lira” gibi bir şeyler gördüm, ama oralarda da pek bir döküntü kitaplar duruyordu. İlginç kitaplara bakmak için tezgahın yanına yaklaşınca, ucuz taraftaki kitapların daha çok ders kitapları ya da eskimiş çocuk kitapları ağırlıklı olduğunu farkettim. İlginç olanlar yine de 3’ten başlayıp 50’ye hatta 100-150TL’ye kadar uzanıyordu. Şimdi “7-8 lira’nın nesi pahalı“ diyebilirsiniz. Kitapçılarda en ucuz kitap 15-20 liradan başlarken... Ancak adında “fuar” olan bir etkinlikte insan her türlü ucuzluğu bekliyor. Oraya giden benim gibi kitap delileri sırtında valiziyle gelip neredeyse bütün fuarı kaldırıp götürmek istiyor. Haliyle müthiş bir bütçe yiyor. Yani... Neyse, geçen yıldan muhabbeti arttırdığımız Ortaköy Sahaf, sevgili Bayram yine oradaydı. Plaklar, kitaplar ve çizgi romanlarıyla güzel bir standın içinde epey muhabbet ettik. Plak demişken, fuarda bu yıl plak bolluğu vardı. Plak satışları patlamış durumda. Ancak yine de fiyatlar cep yakan cinstendi. Bu yıl Kocaeli’de, çizgi romanın en az olduğu fuarlardan birini yaşadık. Çizgi roman adına açık tek stand Özer Sahaf’tı. Ama orada da çizgi roman sayılı miktardaydı. Kendi yayınlarının bile bir kısmı yoktu. Standın başında sevgili Ferhat(internette bilinen adıyla johnyfreak) duruyordu ve onunla da epey muhabbetimiz oldu. Emel Sayın 73, Nükhet Duru IV, İlhan İrem, Barış Manço, Coşkun Sabah, Frank Sinatra ve Emanuelle Sonudtrack, aldığım plaklardan bazılarıydı. Eski gazete satanlara ısrarla 1972 yılının Son Havadis’ini sordum ama hiç yoktu. Doktor Kim serimi beşledim. Kaldı bir eksiğim. Aslında kitaplarda Doktor Kim ve Peladon Gezegeni diye bir romandan da bahsediliyor ama ben o sayıyı hayatımda hiç görmedim. O da son Ceylan Teks serisinin 6. sayısı benzeri, Remzi Kitabevi efsanesi galiba. Güncel yayınevlerinin olduğu bölümleri hızlıca geçtim. Mağazalarda sürekli gezip hemen her gün gördüğüm yayınlardı zaten. %20 ila %35 arası indirimler vardı, fena değildi. Beni en çok ilgilendiren İthaki’nin standına uğradım. Biraz bakındıktan sonra görevlilerle muhabbete başladık. -Monte Kristo Kontu’nun hard-cover ciltli versiyonunu yayınlamıştınız yahu, bulamıyorum hiç bir yerde. Ben öyle deyince stand amiri olduğu belli uzun boylu esmer bir hanım yaklaşıp karton kapaklı Monte Cristo Kontu cildini koydu önüme. -Beyefendi yanlış biliyorsunuz, biz Monte Cristo Kontu’nu sadece böyle bastık. Başka bir yayıneviyle karıştırdınız galiba, dedi. Ben; -Yok efendim ben gözümle gördüm hatta sırtında Dumas’nın fotoğrafı var, filan derken başka biri daha girdi standın içine. Bayan; -Hah Mustafa bey, beyefendiye bilgi verir misiniz Monte Cristo Kontu’nu biz bir kere bastık, dedi. Bunun üzerine Mustafa bey: -Beyefendi o versiyonu sınırlı sayıda bastık bitti. Yeniden basmadık bir daha. -Hadi ya, aslında ben sağlam yayınların her zaman böyle özel versiyonlarının bulundurulmasından yanayım, filan diye Mustafa bey’le sıkı bir muhabbete girdik. İthaki’nin yayınladığı çizgi romanlardan, bilim kurgu serilerinden dem vurduk. Kapsamın genişletilmesi gerektiğini filan söyledim. Bizi ilginç bir yüz ifadesiyle dinleyen sorumlu bayan lafa karıştı; -Beyefendi sizin evde kaç kitabınız var? -Yaklaşık ... tane. Son sayımı henüz yapmadım. Sizin yayınevinin de hatırı sayılır bir rafına sahibim, efendim. Kadın dudaklarını aşağı doğru sündürerek; -Bir daha ben çok kitabım var demiyeceğim kimseye, siz gerçekten iyi bir İthaki okuyucususunuz, diyerek uzaklaştı yanımızdan... Biz Mustafa bey’le biraz daha muhabbetleşirken, ben o arada Kemal Tahir’in Mayk Hammer serisini tek eksikle tamamlayıvermişim. .......................... Fuara ikinci ziyaretimi 19 Mayıs günü yaptım. O gün Uğur Dündar İyi Uykular Sayın Seyirciler kitabının imza gününe geliyordu. Hem hayranı olduğum bir kişi hem de Martin Mystere’nin yüzüne sahip adam. Kaçar mı? Kaçmadı tabii. Saat 13.00’da fuarda hazırdım. Ancak kuyruk müthişti. Sanılanın aksine ev hanımları, başörtülüler, bildik mahalle insanları. Hele o Anadolu kadınlarının eşleriyle birlikte Uğur Dündar’a sarılıp fotoğraf çektirmel eri tam bir şölendi. Uğur Dündar, Ece Temelkuran’la birlikte fuarın yarısını toplamışlardı neredeyse. Ben biraz fuara takıldım saat 15.00 gibi de kuyruğa girdim. Bir saatlik bir bekleyişten sonra kitaplarımı imzalatmayı başardım. Fotoğraflarımız çekilirken; -Bizler uyumuyoruz Uğur bey, ayaktayız sabaha kadar, dedim. -Farkındayım, dedi. Adam saat 16.45’te hala imza atıyor ve fotoğraf çektiriyordu. Bilgi Yayınevi’nin ikinci imza güzelliği Muzaffer İzgü’ydü. 90’ına yaklaşmış edebiyat çınarımızla tokalaşmak, birlikte poz vermek ve imzalı kitabını almak nasip oldu o gün. Adam hala beyefendi, hala dinç, hala zımba gibiydi. Müthiş gurur duydum. Bir başka imza etkinliği 28 Şubat’ın ünlü savcısı Vural Savaş idi. Onun da Hatıralarım kitabını alıp imzalattım. Sonra yeniden alışverişe döndüm. Sahaflarda fuarın ilk günündeki fiyatlar kalmamıştı pek. 3’ü 5’ten, 10’dan satılan kitaplar, tane 1-1,5 liraya düşmüştü. Giderayak stokları tüketmek istediler sanırım. Fuarın bir diğer önemli standı, Zihinsel Engelliler Derneği adına kurulmuş olan ve sadece Atatürk eserleri ve aksesuarları satılan bölümüydü. Müthiş güzellikte Atatürk baskılı tişörtler aldım. Giydikçe etrafımdan sayısız övgüler alıyorum hala... 2012 yılı Kocaeli Kitap fuarı 2011’e göre daha az çizgi romanlı ancak aynı zenginlikte güzel bir etkinlik olarak geçti gitti. Darısı 2013’ün başına diyelim. Kitaplar varoldukça fuarlar da olacak. Ve biz hep orada olacağız. Aydınlık Cumhuriyet’in Atatürk’çü çocukları olarak... Lami Tiryaki Haziran 2012 Kocaeli